Microsoft'un ikonik işletim sistemi Windows 95, bu yıl 30. yaşını kutlamaya hazırlanırken, şirketin kıdemli mühendislerinden Raymond Chen'in paylaştığı bir anı, test sürecinde yaşanan sıra dışı bir olayı gün yüzüne çıkardı.
Geliştirme ekibinin Windows 95'in uyumluluğunu en üst düzeye çıkarmak için gösterdiği çaba, beklenmedik bir şekilde bir mağazanın yazar kasasının yetersizliği nedeniyle neredeyse sekteye uğruyordu.
Windows 95'in sorunsuz bir şekilde piyasaya sürülmesi Microsoft için hayati önem taşıyordu ve bu nedenle uyumluluk testlerine büyük ağırlık veriliyordu. Bu kapsamda, iddialı bir Microsoft yöneticisi, piyasadaki olabildiğince çok uygulamayı test etmek amacıyla yerel bir mağazaya giderek raflardaki her PC programının birer kopyasını satın aldı. Ortaya çıkan devasa ürün yığını, Microsoft'un kafeteryasındaki masalara yığıldı ve Windows 95 ekibi, bu programları test etmek üzere gönüllü olmaya teşvik edildi.
Görevleri, aldıkları her programı Windows 95 ile test etmek, karşılaşılan sorunları kaydetmek ve istenirse uygulama üzerinde daha fazla inceleme yapmaktı. Karşılığında ise Windows 95 piyasaya sürüldüğünde bu yazılımlar kendilerinde kalacaktı.
Ancak bu alışılmadık test yaklaşımını hayata geçirmek hiç kolay olmadı, çünkü Raymond Chen'in anlattığına göre, Microsoft yöneticileri mağaza raflarındaki yazılımları toplayıp satın almak istediğinde, "Mağazanın yazar kasası, toplam tutar 10.000 doları aştığında çöküyordu." Bu durum, "Her Şeyi Satın Al" operasyonunun sadece Windows 95'i değil, aynı zamanda perakende sistemini de test ettiğini ve onun yetersiz kaldığını gösterdi. Günümüzün devasa bulut faturaları veya yüksek fiyatlı bilgisayar alımları düşünüldüğünde 10.000 dolar kulağa küçük gelebilir, ancak 1990'larda bu, mağazadan tek seferde alınması düşünülemeyecek kadar büyük bir meblağdı.
Çözüm ise birçok programcıya tanıdık gelebilecek bir yöntemle bulundu: Toplam tutarı 10.000 dolar sınırını aşmayacak parçalara bölmek. Böylece test süreci devam etti ve Windows 95 başarıyla piyasaya sürüldü.